Hamam Tası Kaç TL? – Bir Hatıranın Buharında Kaybolmak
Bazen bir eşyayı değil, onun taşıdığı hatırayı satın alırsın. Bu yazıyı yazarken elimde tuttuğum eski bir hamam tası, çocukluğumun buharla dolu günlerini, dedemin ağır adımlarını ve annemin gülüşünü hatırlatıyor. “Hamam tası kaç TL?” diye soran biri için bu sadece bir fiyat sorusudur belki, ama bazı soruların içinde parayla ölçülmeyecek hikâyeler saklıdır…
Bir Hamamda Başlayan Hikâye
Ahmet, hesap kitap insanıdır. Her şeyin bir değeri, bir karşılığı vardır onun dünyasında. Bir gün, eşi Elif’in önerisiyle mahalle hamamına gitmeye karar verirler. Elif’in amacı sadece temizlenmek değil, eski bir geleneğin huzuruna dokunmaktır. Ahmet içinse bu, “ufak bir kaçamak”tır, iş stresinden kısa bir mola. Ancak o hamamda buldukları, ikisinin de dünyasını değiştirecektir.
İçeri girdiklerinde buhar yüzlerine vurur, sıcaklıkla birlikte geçmişin kokusu yayılır ortalığa. Duvarlarda suyun yankısı, kubbede dolanan gül kokusu… Elif, çocuk gibi heyecanla taslara bakar. “Ahmet, şuna bak! Ne kadar güzel parlıyor, sanki yılların hikâyesini anlatıyor,” der. Ahmet ise refleksle sorar: “Kaç TL acaba?”
Fiyat mı, Değer mi?
Hamamın sahibi yaşlı bir kadındır; adı Nuriye Hanım. Gözlerinde yılların yorgunluğu, sesinde dingin bir bilgelik vardır. Gülümser ve Ahmet’e döner: “Evladım,” der, “hamam tası sadece bakırdan değildir. O, kaç annenin duasını, kaç kızın gelin hazırlığını taşımıştır. Sen bana fiyatını değil, değerini sormalısın.”
Elif bu sözleri duyunca gülümser; Ahmet ise bir an duraklar. O an, zihninde bir şeyler kıpırdar. Her zaman çözüm odaklı, stratejik düşünürken, bir objenin ardındaki duygusal bağı hiç düşünmemiştir. Hamamın buğusunda, suyun her damlası bir anı gibi akar. Oysa Elif’in bakışında hep o anın sıcaklığı vardır; geçmişle bugünü bağlayan bir köprü…
Bir Hamam Tasının Ardındaki Duygular
Günün sonunda Ahmet, hamamdan çıkarken elinde bir hamam tası taşır. Fiyatı sorulmuştur, ödenmiştir belki ama onun kalbinde o tas artık bir nesne değildir. Elif gülümser, “Biliyor musun Ahmet,” der, “bazen bir şeyin değerini anlamak için ona sahip olmak değil, onu hissetmek gerekir.”
Ahmet, o günden sonra her sabah banyoda o tasla su dökerken aynı hissi yaşar: geçmişin huzuru, bugünün farkındalığı. Artık onun için “hamam tası kaç TL?” sorusu değil, “bu tas bana neyi hatırlatıyor?” sorusu önemlidir.
Hamam Kültürünün Ruhunu Yaşatmak
Hamam kültürü, sadece temizlikle ilgili değildir; paylaşmak, yenilenmek ve içsel huzuru bulmakla ilgilidir. Bu yüzden hamam tası da sadece bir araç değil, bu geleneğin sembolüdür. Günümüzde fiyatları malzemesine göre değişir; pirinç, bakır ya da gümüş kaplamalı olanlar 200 TL’den başlayıp 1500 TL’ye kadar çıkabilir. Ama asıl değer, onu nasıl kullandığınızda, hangi duyguyla suyu avuçladığınızda gizlidir.
Son Söz: Her Eşyada Bir Hikâye Saklıdır
Belki bugün internette “hamam tası kaç TL?” diye arayan biri, bir ürün satın almak ister. Ama belki de farkında olmadan bir hatıranın kapısını aralar. Çünkü bazı şeylerin değeri fiyat etiketinde değil, yüreğe dokunduğu o anda saklıdır.
Elif’in empatisiyle Ahmet’in çözümcül yanını buluşturan bu hikâye, bize bir şeyi hatırlatıyor: Hayatta her şeyin bir fiyatı olabilir ama anlamın bedeli yoktur. Belki de bir hamam tası, bize bunu en sade haliyle anlatan en zarif öğretmendir.
Senin Hikâyen Ne?
Peki senin de elinde bir “eski ama anlamlı” eşya var mı? Yorumlarda paylaş, belki bir sonraki yazının kahramanı sen olursun…